Çocuklarda Olumsuz Duygular

Çocuklarda Olumsuz Duygular

Mayıs 13, 2024

 

OLUMSUZ DUYGULAR VE AĞLAMAK GEÇEKTEN KÖTÜ MÜ?

 

 

Anne-baba olmak çok güzel; ama zorlukları da çok. Kendimizi çoğunlukla ya kaygılı ve yetersiz hissederken ya da acaba doğru mu yaptım sorusunu sorarken buluruz.  Şunu bilin ki bu yaşadıklarınızı ve hissettiklerinizi her ebeveyn yaşıyor; yani yalnız değilsiniz.

 

 

Şüphesiz ki hepimizin amacı çocuklarımız için en iyisini ve en doğrusunu yapmak. Onların mutlu olmalarını ve üzülmemelerini isteriz. Çocuğun olumsuz duyguları hissetmesi kötüymüş; kaçması gereken bir şeymiş gibi davranır ve her istediğini yapmaya çalışırız ve mutlu etmeye çalışırız.

 

 

Aslında çocuğunuzu uzak tutmaya çalıştığınız öfke, hayal kırıklığı, üzüntü gibi olumsuz duygular sandığınız kadar kötü değildir. Tam tersine bu duygular çocuğunuzun ruhsal ve kişilik gelişimine katkıda bulunur. Sosyal ortamlarda karşılaşabileceği problemlerde, ilişkilerde yaşayabileceği reddedilme durumlarında, iş hayatında yaşayabilecekleri başarısızlıklarda kişinin duygularını kontrol edebilmesi, tekrar deneyip sonuca ulaşabilmesi için önemlidir.

 

 

Burada önemli olan olumsuz duyguları hissetmekten kaçmak değildir. Asıl önemli olan çocuğunuzun hissettiği bu duygularıyla başa çıkabilmesidir. Ayrıca çocuğunuzun sergilediği davranışlar karşısında sizin hissettikleriniz, bu süreci yönetme biçiminiz ve çocuğunuza nasıl müdahale ettiğiniz de önemlidir.

 

 

Çocuk öfke, hayal kırıklığı, üzüntü gibi olumsuz duygularla nasıl başa çıkacağını bilemez ve bunu ağlayarak, bir şey atarak, seni sevmiyorum diyerek, hiç konuşmayarak vb şekillerde ifade edebilir. Ağlamak, bağırmak, onun acısını ifade etme, gerginliğinden kurtulma ve sakinleşme yöntemidir. Biz buna “regülasyon” diyoruz.  Aslında kaçındığınız ve susturmaya çalıştığınız ağlamalar, çığlıklar bir rahatlama ve sakinleşme yöntemidir. Çocuk duygusunu, içinde birikmiş olan enerjiyi bu yollarla boşaltır yani regüle eder ve sakinleşir. Çocuğun duygusunu regüle etmesi duygusunu bastırıp içinde biriktirmesinden çok daha iyidir.

 

 

Çocuğumuzun ağlamalarına, çığlıklarına “ne oldu, hadi sus, ağlayacak ne var, aaa koca abla oldun sen” diyerek müdahale etmemeli; onun duygusuna eşlik ederek çocuğunuzu anladığınızı göstermelisiniz. Çocuğunuzun ağlamalarına durdurulması gereken bir şey değil de; bir uyarı ve duygu boşalımı olarak bakarsanız müdahale biçiminiz de farklı olacaktır. Anne-baba olarak bizim görevimiz çocuklarımıza duygularını uygun şekilde boşaltmayı (regüle etmeyi) öğretmek, uygun ortamı sağlamak ve onlara destek olmaktır. 

 

 

 

 

 

 

 

Peki, Ama Nasıl? İşte Bazı Öneriler…

 

      Öncelikle mutlu olmak kadar olumsuz duyguları hissetmenin normal olduğunu; bu duyguların sanıldığının tersine çocuğunuzun ruhsal ve kişilik gelişimini güçlendirdiğini bilmelisiniz.

 

      Çocuğunuza kural koyun. Çocuğunuza güvende hissedeceği sınırlar çizin ve bu sınırlar içerisinde özgür olmasını sağlayın.

 

      “Daha çok çizgi film izlemek istediğin, televizyonu kapattığım için üzüldüğünü biliyorum ama bugünlük süremiz bitti”  gibi cümlelerle duygusunu anladığınızı belirtin.

 

      Temas önemlidir. Hayır dediğiniz için ağlıyor, sizden uzak kalıp sizinle iletişim kurmuyor olsa dahi bu sizin de ondan uzak durmanızı gerektirmez. Ona sarılın, öpün “Hayır dediğim için üzüldün ve kızgınsın biliyorum hadi sarılalım ve sakinleşelim” diyebilirsiniz.  Bu şekilde çocuğunuz duygusunun anlaşıldığını hissedecektir. Olumsuz duygunun verdiği gerilimi uygun yollarla atabilir ve rahatlar.

 

      Çocuğunuz size o anda sarılmak ve temas etmek istemiyorsa onu zorlamayın. “Ben buradayım istediğin zaman yanıma gelebilir ve sarılabiliriz” diyerek çocuğunuz sakinleşene kadar onun yanında bulunun. Bu şekilde çocuğunuza “her ne olursa olsun senin yanındayım ve seni seviyorum” mesajını vermiş olursunuz.

 

      Çocuğunuz kızgın ya da üzgün anlarında “artık seni sevmiyorum” gibi ebeveynleri üzebilen ifadeler de kullanabilirler. Bunlar çocuğunuzun yoğun duygusuyla söylediği anlık ifadeler olduğunu lütfen unutmayınız. Böyle bir durumda “neden, ben ne yaptım” gibi duygusal tepkiler yerine; “Şu anda bana kızgınsın biliyorum, ben seni çok seviyorum” diyerek koşulsun sevgi ve kabulünüzü çocuğunuza gösterin.

 

      “Sana hayır dedim ama seni seviyorum” diyerek her koşulda onu sevdiğinizi hatırlatın. Çocuğunuz her koşulda kabul gördüğünü ve sevildiğini bilmeye ihtiyaç duyar.

 

      Çocuğunuz zaman içerisinde olumsuz duygular yaşamayı, bunlarla baş etmeyi ve sakinleşmeyi öğrenecektir. Duyguları yönetmenin, sakinleşebilmenin zaman zaman yetişkinler için bile zor olduğunu hatırlayın.  Bu nedenle sabırlı olun ve çocuğunuza zaman tanıyın. Anne baba olarak çocuğunuza eşlik edin, rehber olun ve zorlandıkları noktalarda destekleyin. 

 

      Olumsuz duygular karşısında çocuğunuz, vurma, atma gibi davranışlar sergiliyorsa bunların yanlış olduğunu net bir şekilde anlatın. Çocuğunuzla birlikte sakinleşebilmek için yeni ve güvenli bir yöntem belirleyin.

 

Özetle; olumsuz duyguları görmezden gelmeyin, ya da onları kovmayın. Bu duygular çocuklarınızı sağlıklı birer yetişkin olma sürecinde güçlendirecektir. Çocuklarınıza onları koşulsuz şartsız sevdiğinizi, sizinle birlikte güvende oldukları hissettirin. Güven ve sevginizle çözemeyeceğiniz sorun yoktur.

 

 

Psikolojik Danışman

       Özgür AYDIN